Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 445. maddesi uyarınca, esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı verilen genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabilmektedir.
İptal davası açabilecek kişilere ise TTK’nın 446. maddesinde yer verilmiştir. Buna göre; toplantıya katılan pay sahipleri tarafından genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabilmesi mümkündür. Bununla birlikte, toplantıda hazır bulunan pay sahiplerinin anonim şirket genel kurur kararının iptali davasını açabilmeleri, genel kurul kararına olumsuz oy vermiş olmaları ve bu muhalefetlerini toplantı tutanağına geçirtmiş olmaları şartlarına bağlanmıştır.[1]
Muhalefet Şerhi Nedir ve Nasıl İleri Sürülmelidir?
Bilindiği üzere, anonim şirket genel kurul toplantısında yapılan görüşmeler ve alınan kararlar, toplantı tutanağı ile kayıt altına alınır. TTK m. 422 uyarınca, genel kurul toplantı tutanağı, olumlu ve olumsuz oyların sayılarını içerecek şekilde hazırlanır. [2]
Genel Kurulda alınan kararlara olumsuz oy verenlerin, daha sonra genel kurul kararının iptali istemiyle dava açabilmeleri için, ilgili karara karşı muhalefetlerinin genel kurul toplantı tutanağına geçirtmelerine “muhalefet şerhi” denilmektedir.
Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’te (“Yönetmelik”) toplantıda alınan kararlara muhalif kalanların, toplantı tutanağına muhalefet şerhi ekleyebilecekleri veya yazılı olarak verilen muhalefet şerhini tutanağa ekleyebilecekleri düzenlenmiştir. Bu doğrultuda, muhalefet, tutanağa şerh işlenerek gerçekleştirilebileceği gibi ayrı bir muhalefet yazısı şeklinde toplantı başkanlığına verilerek de toplantı tutanağına eklenebilecektir.[3]
Pay sahibi yapmış olduğu itirazla kararın geçerli olmamasını istemektedir. Kullanılan ifadede açıkça karara muhalif olunduğunun belirtilmesine gerek yoktur.[4] Örneğin, Yargıtay tarafından, genel kurulda, oylamadan sonra tutanağın altına isim ve imzaların bulunduğu kısma “itiraz şerhi koyan” veya “itiraz şerhi koyanlar” ibarelerinin yazılarak ilgililerce tutanağın imzalanması, usulüne uygun muhalefet şerhi olarak değerlendirilmiştir.[5] Bu durumda, muhalefetin gerekçeli olması gibi bir zorunluluk bulunmadığını söylemek mümkündür. Ancak, sadece eleştiri düzeyinde kalmış açıklamalar muhalefet olarak değerlendirilemeyecektir. [6]
Muhalefetin, genel kurul toplantısında alınan karara/kararlara yönelik olması gerekmektedir. Yargıtay tarafından, pay sahibinin pay oranına yapmış olduğu itirazlar, muhalefet şerhi olarak kabul edilmemektedir.[7]
Bilindiği üzere, mevzuat gereği, anonim şirket genel kuruluna ilişkin toplantı tutanağı, kural olarak toplantı başkanlığı ile Bakanlık temsilcisi bulunması gereken bir toplantı ise Bakanlık temsilcisi tarafından imzalanır. Bu durumda, muhalefetin, pay sahibi veya temsilcisi tarafından imzalanması gibi bir gereklilik bulunmamaktadır.[8]
Muhalefet şerhinin zamanı ile ilgili mevzuatta bir hüküm bulunmamakla birlikte bu hususa ilişkin doktrin ve uygulamada farklı görüşler yer almaktadır. Bu nedenle muhalefet şerhinin zamanı, Yargıtay içtihatları doğrultusunda ele alınmalıdır.
Birden fazla karara muhalif olunması halinde, muhalefet olunan kararların tutanağa ayrı ayrı ya da topluca geçirtilmesi hususunda pay sahiplerine bir serbesti tanınmış olup Yargıtay tarafından da kararlarda; her bir gündem maddesinin oylanmasından sonra muhalif kaldığını belirten pay sahibinin ayrıca toplantı sonunda da yeniden muhalefet şerhi yazmasının gerekmeyeceği ifade edilmektedir.[9]
Önemle belirtmemiz gerekir ki; muhalefetin, alınan karardan sonra tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında, oylama öncesi yapılan görüşmelerde bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi veya ret oyunun kullanılması “peşinen muhalefet” olarak ifade edilmiş ve oylama öncesi peşin muhalefet ile dava şartının sağlanmış olmayacağı görüşü benimsenmiştir.[10]
Sonuç
Anonim şirket genel kurul toplantısında hazır bulunan pay sahiplerinin TTK m. 446/1-a çerçevesinde, genel kurul kararının iptali istemiyle dava açabilmeleri mümkündür. Ancak karara karşı dava açılabilmesi için, kanunda öngörülen belirli şartların yerine getirilmiş olması gerekmektedir.
Yargıtay içtihatları uyarınca, muhalefet şerhinin genel kurul toplantı tutanağına geçirtilmesi, genel kurul kararının iptali davası bakımından bir dava şartı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Pay sahipleri, yalnızca olumsuz oy vermekle muhalefet koşulunu gerçekleştirmiş olmayacaklardır. Bu şartın gerçekleştirilebilmesi için, muhalefetin yukarıda açıklamış olduğumuz usullere uygun şekilde, genel kurul tutanağına geçirtilmiş olması büyük önem arz etmektedir.
Av. Deniz KARADUMAN
Pelin YÜKSEL
[1] Yargıtay’ın yerleşik hale gelen içtihatlarında, 6102 sayılı TTK'nın 446. maddesi genel kurul kararlarının iptali koşulları ve yöntemi düzenlenmiş olduğu, ilgili hükümlerde toplantıda hazır bulunup alınan karara muhalif kalarak bu durumu zapta geçiren pay sahibinin iptal davası açabileceğinin belirtildiği, bu durumun dava şartı niteliğinde olduğu, bu şartın gerçekleşebilmesi için muhalefetin alınan karardan sonra tutanağa geçirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.) [2] Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının İptalinde ‘Muhalefetin Tutanağa Geçirtilmesi’ Koşulu ve Özellikle ‘Peşinen Muhalefet’in Geçerliliği Sorunu, Ebru TÜZEMEN ATİK, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, 12(1), 2022, s.1028 [3] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2021 tarihli ve 2020/40 E., 2021/6549 K. sayılı kararında da; “(…)iptal davası açılabilmesi için olumsuz oy kullanılması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca karşı oy kullanan ortağın oylamadan sonra muhalefetini tutanağa geçirmesi veya bu hususta ayrı bir dilekçe vermesi dava şartıdır.(...)” şeklinde belirtilmiştir. [4] Anonim Ortaklık Genel Kurul Kararları Aleyhine Toplantıda Hazır Bulunan Pay Sahibinin İptal Davası Açmasının Şartları ve Özellikle Muhalefet Şerhi, Ali Haydar YILDIRIM, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:7, Sayı:2, 2016, s. 407. [5] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16.06.2016 tarihli ve 2015/15655 E., 2016/6700 K. sayılı kararı [6] Yargıtay 11.HD, 02.10.2006 tarihli ve 2005/8763 E., 2006/9604 K. sayılı kararında; “(…)1163 sayılı Kooperatifler Yasa'sının 53. maddesi hükmü uyarınca genel kurula katılan ortak, alınan kararlara muhalif kalarak ve bu durumu tutanağa geçirterek yasaya, ana sözleşmeye veya iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla iptali için dava açabilir. Uyuşmazlık konusu olayda davacının genel kurula katılmış olmasına rağmen iptalini istediği karara muhalif kaldığına dair bir kayda rastlanmamış, sadece çevre düzenlemesinin yapılmaması noktasında temennide bulunduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, yapılan işlemlere ve alınan kararlara muhalefet edildiği, bu yöndeki istemlerin genel kurul tutanağına yazılmasının engellendiği hususu da iddia edilip, ispat edilmemiştir. Ayrıca, iptal sebebi olarak ileri sürülen nedenler, yasanın emredici kurallarına aykırılık teşkil etmeyip, iptali gerektirir nedenlerdir. O halde, mahkemece, davacının iptalini istediği genel kurul kararına karşı usulüne uygun olarak muhalefet şerhi yazdırmadığı ve bu nedenle dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi doğru görülmemiş ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan gerekçeyle onanması gerekmiştir. (...)” şeklinde belirtilmiştir. [7] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarihli ve 2017/4101 E., 2019/1148 K. sayılı kararında; “(…) genel kurul toplantı tutanağında ise davacının, hisse oranlarının kabul edilmediğine ilişkin ihtirazi kaydının olduğu, bu kaydın muhalefet şerhi sayılmayacağı (…)” ifade edilmiştir. [8] İsmail KIRCA, Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, On İki Levha Yayınları, İstanbul, 2022, s. 153 [9] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18.11.2020 tarihli ve 2020/537 E., 2020/5167 K. sayılı kararında; “Davacı her bir gündem maddesinin oylanmasından sonra muhalif kaldığını belirttiğinden ayrıca toplantı sonunda da yeniden muhalefet şerhi yazması gerekmez. Bu durumda mahkemece usulüne uygun muhalefet şerhi bulunduğu kabul edilerek 1,3 ve 4 nolu kararlar bakımından da uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.” [10] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 19.06.2019 tarihli ve 2018/2156 E., 2019/4580 K. sayılı kararına göre; “Ayrıca bir karara muhalefet olunması ve muhalefetin tutanağa geçirilmesi yolundaki dava şartının gerçekleşebilmesi için muhalefetin alınan karardan sonra tutanağa geçirilmesi gerekmedir. Bu görüş, karara peşinen muhalefet olmaz şeklinde açıklanabilir.” Aynı yönde: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.01.2021 tarihli ve 2019/2293 E., 2021/275 K. sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14.01.2020 tarihli ve 2019/2145 E., 2020/357 K. sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03.04.2019 tarihli ve 2018/375 E., 2019/2622 K. sayılı kararı.
Comments